Akdeniz Hukuk Fakültesi Mezunu, Sevgili Hakan Öncül , amfinin tozlarını yutmuş bir Türk genci olarak Türkiye’de Hukuk Fakültesi’nde okumanın zorlukları, fırsatları veya dezavantajlarını; okurken dikkat edilmesi gereken püf noktalarını ( dersler, sınavlar); Geleceğin Hukuk alanlarını kendi fikirleri ve tecrübeleriyle bizim için hazırladı. Keyifli okumalar dileriz.

**************************************

Hukuk, sadece kanunlar bütünü değil; adaleti, vicdanı ve toplumsal düzeni ayakta tutan bir temeldir. Tarih boyunca hukukçular, filozoflar ve devlet adamları bu kavram üzerine çok güçlü sözler bırakmışlardır. Yazıma, benim de çok sevdiğim bir sözle başlamak isterim. 

“Eğer adaletsizlik karşısında tarafsız kalıyorsanız, zalimin tarafını seçmişsiniz demektir.” demiş Desmond Tutu…

Sevgili yurttaşım, adalet sana da lazım bana da lazım. Hukuk yolunun en başındaysanız, başlamadıysanız henüz üniversite sınavı sürecindeyseniz dahi bakış açınızı bir noktada adalete, terazinin eşit kefelerine adamanız gerekmektedir. Aksi takdirde hukuksuzluk furyası toplum düzenini de elbet bir gün bozacaktır. O noktadan sonra ülkede hiçbir şey eskisi gibi ilerlemeyecektir. Lütfen ! bu ülke senin, benim, hepimizin..

Felsefeyi severim, muhabbeti de severim. Fakat değerli vaktinizi almamak adına, yazı dizisine Türkiye’de Hukuk okumak ile başlamak isterim. 

HAYAT BOYU ÖĞRENCİLİK

Üniversite Sınavı sürecinde olup Hukuk Fakültesi hedefleyen adaylar için maalesef kötü bir haberim var. 2025 tercih döneminde kontenjanlar yarı yarıya azalmıştır. Bunun sebebi son dönemlerde sayısız açılan Hukuk Fakülteleridir. Devletimiz bir noktada önlem almaya başladı. İlerleyen yıllarda da kontenjanların aynı şekilde azalacağını düşünmekteyim. Bu sizi asla yıldırmasın. Hukukçu olmak istiyorsanız zaten masa başında geçen bir ömür, masa başında sayısız uyuyakalmalara şimdiden kendinizi alıştırınız. Hukukçu hayatının her döneminde öğrencidir. Öyle ki fakülte döneminde ,özellikle yıllık eğitim veren Üniversitelerde, bitmek bilmeyen konular, kitaplar, ödevler ile çok kez karşı karşıya kalabilirsiniz.

HUKUK NEDEN EŞİT AĞIRLIK BÖLÜMÜ? NEDEN SÖZEL DEĞİL?

Hukuk yüzlerce, binlerce sayfalık kanun metni (Anayasa, Türk Ceza Kanunu, Türk Borçlar Kanunu) ve doktrin (teorik görüş) bilgisi demek değildir. Sadece mantık yürütme yetmeyebilir. İyi hukukçu problem çözebilen hukukçudur. Matematikte çözdüğünüz problemlerin emin olun hukukta bir karşılığı mutlaka vardır. Öyle Ceza Hukuku olayları ile karşılaşırsınız ki işte orada problem çözme yeteneğiniz ortaya çıkar. Sizi diğerlerinden ayıran çözüm önerinizdir. Veyahut size hiçbir müvekkiliniz mutlu gelmeyecek. Mutlaka bir sorun, aklında soru işaretleri, problem ile kapınızı çalacaktır. Bu noktada çözüm odaklı olmanız müvekkiliniz için en iyisi olacaktır.

AVANTAJLAR

Öncelikle, sizlere Hukuk okumanın avantajlarından bahsetmek isterim. Hukuk okumak, okuyor olmak veyahut hukuk mezunu olmak size bulunduğunuz her ortamda bir kapı arayabilir. Çünkü Hukuk güncel hayattır. Okuduğunuz bölüm gereğince size de söz hakkı ister istemez tanınır. Evet orada kendinizi çok iyi ifade ediniz ki kendinizi ‘’pazarlayabilin’’ insanlar da size sonrasında danışabilsin. Hukuk bir çok kapı arayabilir dedim. Bu kariyer anlamında da geçerlidir. Sadece avukatlık değil; hakimlik, savcılık, noterlik, müfettişlik, kaymakamlık veya şirketlerde hukuk müşavirliği gibi sayısız kapı açar. Diğer kariyer memurluklarını saymıyorum. 

Hukuk okuyor olmak, mezunu olmak, toplumun her kademesinde entelektüel bir ağırlık ve saygınlık getirir. Biz iktisat dersi, felsefe dersi dahi alırız. Sanat ve Hukuk derslerimiz olur. Bu derslerin hiçbiri boşuna koyulmuş değildir. Şahsen fakültemiz ders programına 1.sınıfta İktisat dersi eklenmişti. Yıl boyu Makro İktisat/Mikro İktisat görmüştük. Çünkü hukukçu ekonomi de bilmelidir. Sanat da bilmelidir. İşte bunların bütünü bize toplumsal prestij saygınlık getirir. Özellikle 3.sınıftaki Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi dersinde kanunların felsefesini düşünme biçimini net bir şekilde görüyorsunuz. Bu da size bir tarz katıyor.

Yazımın başında bir sözden bahsetmiştim. “Eğer adaletsizlik karşısında tarafsız kalıyorsanız, zalimin tarafını seçmişsiniz demektir.” Aslında, 4 yıl boyunca öyle bir eğitimden geçiyorsunuz ki hayatın her alanında haklarını savunan, eleştirel düşünebilen biri oluyorsunuz. Zaten sen hiçbir şey yapmasan bile fakülte sana bunu bir şekilde aşılıyor. (Kişiden kişiye de değişebilir tabii ki.) Bu da seni Analitik düşünme yoluna itiyor. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmuyor. Olaylara daha farklı perspektiften bakıyorsunuz.