Tasarım Mühendisi olarak ülkemizin önemli kurumlarından birinde görev yapan Sn.Metin Öncel, kendi kariyer yolculuğu sırasında edindiği deneyim birikimini, mühendis adayları için kaleme aldı. Oldukça kapsamlı olarak hazırlamış olduğu çalışmayı bir yazı dizisi olarak 4 bölüm halinde yayınlayacağız.

************************************

Bu yazıda, bir Uçak Mühendisi olarak edindiğim deneyimlerle, lise ve üniversite çağındaki mühendislik okuyan veya okumak isteyen öğrencilere, iş hayatına uzanan kariyer yolunda somut tavsiyeler sunmak istiyorum. 

Kendimden ve tavsiyelerimden bahsetmeden önce kritik bir cümleden bahsetmek istiyorum. “Kendimize iyi bakalım.” Bu cümle duyulduğunda akla genellikle ilk olarak psikolojik iyi oluş geliyor. Ama benim kastettiğim sadece bu değil. Öğrencilikten iş hayatına, bireysel gelişimden kariyer yolculuğuna kadar her alanda bize iyi gelenlere yatırım yapmaktan söz ediyorum. Konu kariyer olunca da bu yatırımlar lise ve üniversitede biriktirdiklerimizden tomurcuklanmaktadır.

Deneyimlerim

Üniversitenin ilk yıllarında dersler gözümde biraz “teorik” görünüyordu. Ancak son dönemlere doğru fark ettim ki, özellikle temel havacılık/ mühendislik dersleri sadece formüllerden ibaret değildi. Bu dersler, bilgi okyanusunda kaybolmamam için bir pusula görevi gördü ve gerçek sorunlara nasıl yaklaşacağımı, yani mühendisliğin uçsuz bucaksız dünyasında sağlam adımlar atmanın yollarını keşfetmemi sağladı. Nasıl mı?

İş hayatında bir tasarım problemine çözüm ararken, çoğu zaman doğrudan cevabı bilmem gerekmiyor; önemli olan hangi kaynakta ve hangi yöntemle aramam gerektiğini bilmek. Örneğin, mukavemet derslerinde öğrendiğim temel denklemler, ileride bir parçanın dayanımıyla ilgili sorun çıktığında hangi tabloya, hangi standart kitabına ya da hangi analiz yöntemine bakmam gerektiğini anlamamı sağladı. Yani dersler bana sadece bilgi vermedi, aynı zamanda “doğru soruyu doğru yerde sorma” becerisi kazandırdı.

Üniversite yıllarının son dönemlerinde katıldığım Teknofest projesi ve lisans tezim, kariyerimde ileride yapacağım işlerin küçük bir ön provası gibiydi. Bir şeyleri uygulamalı görmek, onları öğrenmenin en hızlı ve kalıcı yolu. Bu sebeple derslerde görülen bilgileri sadece sınavı geçmek için değil, projelerde, tezlerde ve gerçek hayatta uygulamak için öğrenilmesi gerektiğini anladım.

Üniversite sonrası iş arama ve yüksek lisans süreçleri başladı. İş arama süreci Covid-19 salgınına denk geldiği için biraz sancılı geçti. Bu dönemde araştırma görevlisi, devlet memuru, sanayiye yönelik tasarım veya analiz mühendisi gibi opsiyonları denedim. Bu süreç, kariyer yolculuğumda bana birden fazla alanda derinlikli olmasa da geniş bir bakış açısı kazandırdı. Her şeyin avantajı ve dezavantajı olduğunu o dönemlerde öğrendim. Ya bir şeye odaklanıp uzman olmak ya da her alanda bilgi kazanıp onları bütünleştirmek. Nispeten düşük not ortalamam ve görece daha az bilinen bir üniversiteden mezun olmam, beni bir alanda derinleşmeye itebilirdi. Çünkü eğer durum benim yaşadığım gibiyse, bir alanda uzmanlaşmak hedefinizi netleştirip, skalayı daraltır. Ancak ben, geniş bir bakış açısı kazanarak farklı alanlarda bilgi sahibi olma yolunu seçtim.

İş yolculuğum Tasarım Mühendisi olarak savunma sanayi alt firmalarından birinde başladı ve 2 ay gibi kısa bir süre sonra mentor eksikliğinden dolayı makine imalat sanayiye geçtim. O zaman şunu anlamıştım: eğer destek veya mentor olabilecek birileri varsa küçük-orta ölçekli firmalarda başlamanın avantajı kısa sürede çok şey öğrenilmesidir. Eğer birisi yoksa yeni mezun olan birisi okyanusun ortasında kalabilir. Makine imalat sanayide imkan ve maaşlarından az olmasından dolayı kendimi en iyi hissedebileceğim büyük savunma sanayi şirketlerinden birine başvurdum. Buradan kabul aldıktan sonra 6 aylık bir havacılığa giriş deneyimi oldu. Sonrasında ise aynı şirkette asıl başlayacağım birime yerleştim. Havacılığa ve savunma sanayiye adım atmış oldum. Büyük firmaların avantajı, sundukları imkanlar (eğitim, servis, sağlık sigortası gibi) ve maaş konusunda istikrarın, kariyerinizi planlamasına olanak sağlamasıdır. Fakat burada da tekerrür işler ve kurumsallığın baskısı mental olarak yorucu gelebilir.

Yazının devamında üniversite döneminde, iş başvuru aşamasında, mülakatlarda ve işe başlangıç süreçlerinde verebileceğim tavsiyeleri derledim. Bu tavsiyeleri bir pratik rehber olarak görebilirsiniz ama felsefelerini de anlamlandırmanızı dilerim.